Metempsikoz
Kitabın hemen başlarında, evdeki sabah sahnesinde, Molly okuduğu kitaptaki bir kelimenin anlamını soruyor Bloom’a (s. 68):
— Madem bir ne? diye sordu adam.
— İşte şu, dedi kadın. Ne anlama geliyor?
Aşağıya doğru eğildi ve kadının ojeli başparmak tırnağının yanından okudu.
— Metempsikoz?
— Evet. Mahallesinde onu nasıl bilirler?
— Metempsikoz, dedi, kaşlarını çatarak. Yunanca: Yunancadan geliyor. Ruhgöçü demek.
— Aman üstüme iyilik sağlık! dedi. Anlayacağımız dilden anlatsana.
Kadının alaycı gözlerine doğru gözucuyla bakarak gülümsedi.
Bu pasajda Molly ile Bloom arasındaki şakacı/alaycı işbirliği kitaptaki en sevdiğim anlardan biri. “Aman üstüme iyilik sağlık!” anneannemin lafıydı, birşeyleri çok saçma bulduğu zaman söylerdi.
Bloom’un ilk cümlesindeki “Madem bir ne?”nin anlamını dört bölüm sonra, s. 151’de öğreniyoruz: Molly metempsikoz’u “madem bi sikkoz” diye telaffuz etmiş. Bu gecikme, kitaptaki bilgilerin sırayla değil, tüm kitaba yayılmış olarak, adım adım açılarak sunulmasının, sonradan açıklanacak olan şeylerin önceden yankı yapmasının örneklerinden biri. Meramdaki bütünlük, ancak kitabı bitirince ortaya çıkıyor (bu örnekte, konu 722-723. sayfalarda kapanıyor).
“Metempsikoz / Madem bi sikkoz”, İngilizcede “metempsychosis / met him pike hoses”. “Met him pike hoses” anlamlı bir ifade değil. “Pike” mızrak, turnabalığı anlamlarıyla, “hoses” ise “pantalon, hortum” anlamlarıyla ifadeye cinsel bir ima (ve, yine, olacakların yansımasını önceden vererek, Boylan ile karşılaşma/buluşma çağrışımları) katıyor.
Molly kelimedeki “s” harfini atlayarak yanlış okuyor olabilir. Bloom bu telaffuzu kitap boyunca tekrar tekrar hatırlarken, Molly’nin bilmediği bir kelimeyi fonetik olarak okuyarak uydurduğunu düşünüyor (s. 659). Oysa, bana sorarsanız, Molly hata yapmıyor, bu tuhaf kelimeyle dalga geçmek için böyle okuyor da olabilir. Başka bir pasajda, Molly’nin yaptığı “bas varilton” kelime oyununu özellikle zekice buluyor Bloom (s. 151); belki “met him pike hoses / madem bi sikkoz” da Molly’nin bu komikliklerinden biridir.
Bloom ilk başta doğru tanımı veriyor (ruhgöçü / reenkarnasyon). Platon’un Devlet’inin kapanış sayfasında anlatılan efsanede, Yunan kahramanlarının öldükten sonra hangi bedenlerde reenkarne oldukları anlatılır. Odysseus, bütün bu macera ve badirelerden sonra “kendi işine bakan sade bir vatandaş olarak” reenkarne olmayı tercih etmiştir (Devlet, 620c). Demek ki, Ulysses’i kuran temel fikri yüzyıllar önce Platon işaret etmiş. Bloom, Molly ve Stephen, (kendileri bilmeseler de) reenkarne olmuş Odysseus, Penelopeia ve Telemakhos, başka pek çok karakter de bu durumda (örneğin, Sisyphos da tekrar tekrar ev eşyası düzmek zorunda kalan Martin Cunningham, s. 99).
Bloom ilk başta doğru tanımı verse de, açıklamaya devam ettikçe metempsikoz fikrini Ovidius’un metamorfozlarıyla (bir ölünün ruhunun başka bir canlı olarak yeniden doğması değil de, Peri kızı Daphne’nin defne ağacına dönüşmesi gibi, yaşayan bir varlığın başka bir varlığa dönüşmesiyle) karıştırmaya başlıyor (s. 69). Ovidius usulü metamorfozlar, Kirke bölümünde büyük önem taşıyacak: Bloom başta olmak üzere kitabın kahramanları başka insanlara, hayvanlara dönüşecekler, cansız nesneler dillenecek.
Molly’nin okuduğu kitaba ilham veren gerçek kitabı artık biliyoruz (Amye Reade imzalı “Ruby. A Novel. Founded on the Life of a Circus Girl”, 1889 tarihli). Bu kitapta “metempsikoz” geçmiyor; bu durum, Joyce’un gerçek ile kurguyu nasıl içiçe geçirdiğinin, Ulysses’in toplam planının uygulamak için gerçeği nasıl değiştirdiğinin örneklerinden biri.
Dönemin popüler bir kitabında bu kelimenin geçmesi zorlama değil. Zamanın “ispiritizma” merakı içinde sevilen konulardan biriydi bu. Edgar Allan Poe’nun öykülerinden ikinci bir cilt için seçme yaparken, Poe’nun basılan ilk öyküsü Metzengerstein (1832) ile başlamaya karar vermiştim; bu öykünün teması da reenkarnasyon. Poe’nun onca sevdiğimiz, bizi bu kadar etkileyen öykü kariyerine şu cümlelerle başlamış olduğunu görmenin beni nasıl şaşırttığını, gülümsettiğini tahmin edebilirsiniz:
Korku ve ecel, ezelden beri kol geziyor dışarıda. Bu anlatacağım hikâyenin tarihini vermenin faydası ne öyleyse? Şu kadarı yetsin: Bahsettiğim dönemde, Macaristan’ın iç taraflarında, yerleşik ama gizli bir inanç vardı; Metempsikoz doktrinlerine inanılırdı.
Armağan Ekici
A
Ali Baba Bahşiş Rahat Lokum Efendi
Aristoteles
Astronomi
B
C
Cantrell ve Cochrane’ın Zencefil Gazozu (Aromatik)
Cebelitarık
Ç
D
Dante
E
Robert Emmet
F
William Faulkner
Faust
G
Giyim-Kuşam
Ğ
H
Hukuk Dünyası
I
İ
İrlanda İngilizcesi
İroni
J
K
L
L (Bloom/Boom, World/Word)
Lazımlık
M
Metempsikoz
Murphy/Morpheus
N
Napoleon'un Hayatı (kitap)
Nietzsche
O
Omphalos
Oturaklı, Toraman
Ö
Öbür Dünya
P
Georges Perec
Q
Raymond Queneau
Ah evet, ama ben Q’yu tercih ediyorum
R
Reklamcılık
S
Fritz Senn
Shakespeare
Siyah Kare
Ş
Şıngır
T
Titbits
Tutunamayanlar
U
Unutmak
Ustalık
Uzay
Ü
Üçlüler
Ürkünç
V
Victoria
W
Oscar Wilde
X
Bir iks
Y
Yogibogihane
Yunanlılar
Z
Zati
Zinanın Zevkleri